Hatırlarsanız 18 Ekim 2021 tarihinde yayımlanan yazımda “Okullarda Temizlik Ne Alemde?” demiş, okullarımızdaki temizlik sorununu dile getirmiştim ve güvenlikçi eksikliğinden kaynaklanan sıkıntılara vurgu yapmıştım.
Bundan yaklaşık 2 ay kadar önce Şehit Yakup Sürücü Anadolu Lisesinde bir dövüş çıktı. Bir hafta sonra müfettişler çevre okullarda da denetim yaparak hem temizliği hem de güvenlik sorununu teftiş etmişlerdi. Öyle ki bu teftişe polis ekipleri de katkıda bulunmuş, “çevrede narkotik konusunda bir ufak kendilerini göstermişlerdi.” diyeyim; gerisini siz anlayın.
Geçen ay da Kayakyolu Çimento Müstahsilleri İşveren Sendikası Ortaokulunda iki kız öğrenci kavga etmiş, kızlardan birinin babası okulu basarak öğretmenleri ve idarecileri darp etmişti. Basın da bu konuda sesini çıkarmamış, şehri yönetenler kafalarını kuma gömmüşlerdi.
Biraz önce bir öğretmen arkadaşımın whatsapp durumunda bir metin gördüm:
Palandöken Osmangazi Ortaokulu müdürü, bir öğrenci yakınının bıçaklı saldırısına uğramıştır. Saldırıyı üzüntü ve endişeyle kınıyor, tüm öğretmenlere yapılmış olarak değerlendiriyoruz. #Öğretmenlerin can güvenliği nerede?
Aslında bana fazla söz bırakmamış, değerli meslektaşım. Ne varsa özetlemiş bu kısacık yazıda. Öğrendiğime göre olay şöyle olmuş:
Önceki gün iki öğrenci okul çıkışında kavga etmiş. Dün de okul idaresi iki öğrencinin de velilerini çağırarak durumu onlara anlatıp haklarında gerekli işlemlerin yapılacağını söylemiş. Okul dağıldıktan sonra dayak yiyen öğrencinin ağabeyi, arkadaşlarıyla okula gelerek okul müdürü ile görüşüp diğer öğrenciyi okula çağırmalarını istemiş, aksi halde kendileriyle olayı çözeceklerini söylemiş. İstekleri kabul edilmeyince de okul müdürünü omuzundan bıçakla yaralamış. Okul müdürünün hayati tehlikesinin olmadığını öğrendim. Meslektaşıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Efendiler, unutmayın!
Okullarda ülkenin geleceği yetiştirilir. Okullar yol geçen hanı değildir, ipini koparan oradan içeri giremez/girememelidir. Öğretmenler de kimsenin şamar oğlanı değildir; kimse onlara edebini, adabını aşacak şekilde davranamaz. Bir ülkede öğretmen küserse o ülkede o gün hiçbir şey olmaz ama birkaç sene sonra telafisi zor olaylar gerçekleşmeye başlar. Öğretmenlere gereken önem verilmezse kaybeden ülke olur. Benden demesi!..
Her kötü olayın üzerini örtmeye çalışan yöneticileri uyarıyorum: Bugün bu olaylar küçükken önlenmezse yarın makamlarınızda size yansır. Her ne kadar girişlerde güvenlikçiniz varsa da bugüne kadar binalarınıza hiç zorlanmadan çantamda bilgisayarımla girdim. Sadece sözlü olarak bilgisayarım var, dedim ve kontrol bile edilmeden içeri alındım. Ben bilgisayarla girebiliyorsam başkaları da silah veya kesici- delici aletle girebilir. Nitekim geçmişte belediye başkanlarının odaları basılmıştı, hatırlatırım.
Bugün okulu basılan şehrin yarın makamları basılır. Ya devlet başa ya kuzgun leşe, demişler. Kendi emniyetleriniz ne kadar kıymetliyse okulda öğretmenlerimizin, hastanede doktorlarımızın ve hemşirelerimizin, kurumlarda memurlarımızın canları da o kadar kıymetlidir. İşinizi düzgün yapın, yapamıyorsanız yapacak olana bırakın! Sizlere “şehremin” deniyorsa bu unvanın hakkını verin.
Üzülerek söylemeliyim ki ülkemiz her konu da sitemi çökmüş 3. Sınıf bir topluma doğru yol almakta. Idrak edemeyen öğretmenlik makamını siradanlastiran bir sitemde böyle iğrenç olayların olması gayet normal Ömer hocam çok güzel bir yere değinmişsiniz umarım ilgili kurumlar dikkate alır.
Çok önemli bir konuya değindiniz hocam.. Umarım yetkili makamlar dikkate alır.
Millette ne adet kaldı ne töre yazıklar olsun, toplum cinnetlerde, insan çocuk kavgasına karışır mı, alır ikisini karşısına adam gibi yanlışları anlatır...
Eminim sizi canıgönülden alkışlayan bir sürü öğretmen vardır ama kendilerine zarar gelmesin diye buradan bir yorum bile yazmıyorlar. Seslerini yükseltmeye korkup sonra da bu olaylar başlarına gelince çaresizce mızmızlanıyorlar. Bugün konuşmayıp ne zaman konuşacaksınız, merak ediyorum.
Çok yazık! Öğretmenimin nezdinde hepinize geçmiş olsun hocam. Öğretmenini,hemşiresini, doktorunu köle eden bir sistem kendisi de gün gelince yıkılmaya mahkumdur.